TAŞA NAKIŞ
pencerede güneşin uğultusu, dingin
eski rüzgarın ve gülün teniyle sevişir;
ve ben,
tozlu zamanını kitaplığın siyah bedeninde bulurum
sivil tarihlerin sokaklarında dolaşırım
kayıp, uzun dalların kelebekleri
safran ve zerreciklere konar,
dilden dile bir mesele alışırız
biz ikimiz, Edith Piaf sabahı
la vie en rose’u söyler
kadim kumda harem
midye kabuklarında Amontilla;
pencerede güneşin uğultusu, çılgın
vazonun rahminde ölü çiçekler
buluttan bir pencere midir açıp baktığımız anılar
deniz ve derya
öyle midir sana sormalı;
ve sen,
batının mermer iskemlesine dayanmış, doğu uzak;
mürekkep çiçeğinin yapraklarından damlıyorsun
istavrit kokan beyaz yelkenliye;
pencerede güneşin uğultusu, ölgün
fırında balık kokusu,
masada mendil peçeteler
rakının beyazlığında ise bizler;
sözcükler
le
uzaklaşırız
mesafeler
mesafeler…
Metin Fındıkçı
1 Aralık 1961'de Mardin'de doğdu.
Sekiz kardeşin beşincisi. Sakarya İlkokulu, Cumhuriyet Lisesi'nde ortaöğrenimini tamamladıktan sonra Fındıkçı 15 yaşındayken babasının "Çocuklar okusun" isteği ailenin Mardin'den Ankara'ya göç etmesine neden oldu. Ankara'ya fazla dayanamadığı için, 1989 yılında memur olarak göreve başladı. "Kedisi, yazlık tesis müdürü tarafından, bahçıvana öldürtene dek" memurluk görevini sürdürdü, "kedisinin katledilişini bir türlü içine sindiremediği için" 1994 yılında hiç sevmediği memurluktan istifa etti. 1994-98 yılları arasında bir ihracat firmasında tercüman olarak çalıştı. Emeklilik süresi olan 25 yılı doldurunca, ihracat firmasından da ayrıldı. Şiir yazarak ve çeviri yaparak hayatını sürdürüyor. İstanbul'da yaşıyor.