Arabistan buğdayları
severiz sevgilileri
kız seni almaya geldik
hâlini sormaya geldik.
Bu dizeler bana da yabancı değil; yoksa Bilge Yenikurtuluş'la yıllar yıllar sonra aynı eğitimi mi aldık ve aynı şarkıyı mı söyledik yıllar yıllar sonra bu yazıyı kaleme alırken ben? Kitap boyunca, yani "Bilge, Kedi Olmak İstiyor"un diyelim ki başından sonuna kadar; zaman zaman dizeler görüp okuyoruz. İçimizi ısıtan, Bilge Yenikurtuluş'u daha yakından tanımamızı sağlayan şiir bunlar. Zaman zaman bu şiirlerle kendisine daha bir yaklaştığım olmuştu Bilge Yenikurtuluş'un ancak romanın 211. sayfasının dibinde yer alan bu dörtlük; aslında nasıl bir masumiyetle karşı karşıya olduğumu, daha çok hatırlattı bana. Neredeyse elli yıl öncesine gittim; Bilge Yenikurtuluş da oradaydı kim bilir fakat bugünkü dalgınlığım bana ta o zamandan miras kaldığından, bunu fark edememişim büyük ihtimalle. İyi de kim bu Bilge Yenikurtuluş; kendisini daha yakından tanımak, tanıtmakta yarar var gibi.
Daha önce başka bir yerde şu tanımı kullandım mı hatırlamıyorum şimdi; kullanmış da olabilirim: "Göksu N. Çakır'ın kadınları." Göksu N. (Çakır); bugüne kadar kaleme aldığı tüm eserlerinde (şiir, öykü, roman yahut diğer çalışmalar) bir biçimde güçlü olmasını dilediği kadın kimliğini koydu önümüze. Kadına karşı her türlü saldırının(mobbingden cinayete) alabildiğine artış gösterdiği ve bunu yapanın da yaptığının çoğu zaman yanına kâr kaldığı bu coğrafyada; aslında şair ve yazarın bu çabasına fazlasıyla ihtiyacımız var. Şimdilik son roman "Bilge, Kedi Olmak İstiyor"da bu kez kentli üstelik de iyi eğitimli bir kadının kendisini kuşatan çoğunlukla erkek egemen haksızlıklara, nasıl geçerli bir çözüm bulduğuna tanık oluyoruz. Her türlü saldırıya maruz kalan kadınların arasında Bilge Yenikurtuluş gibi eğitim ve yaşam kalitesi son derece yüksek olanların da bulunması, Göksu N.'nin bu çabası için sağlam bir referans niteliğinde. Hayatı, sanatı ve sanatın bir kolu olan edebiyatı çok seviyor olsak da çoğunlukla sade yaşarız. Faturaların, yeme-içme ve barınma derdinin, hayatın yoğun mu yoğun koşturmacası içinde zaman zaman muhatap olabileceğimiz kabalıkların; sanatla sanatın bir kolu olan edebiyattan fazlasıyla bihaber olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayızdır çoğu zaman. Hâliyle Bilge Yenikurtuluş gibi üstün özelliklere sahip bir kadının yaşadıkları; bu tip şeylerin, onun gibilerin de başına gelmeyeceğinin hiçbir garantisi yok artık. Yazarın da sade bir dil kullanmasıyla, daha kolay okunup anlaşılıyor her şey. Ara sıra girilen edebi ve felsefi tartışmalar, bu anlarda geçerli olan üst düzey dil; elimizdeki kitabın roman kimliğiyle Bilge Yenikurtuluş'un kişiliğine güzellik katıyor sadece. Hayâli karakteri ve süreli tartıştığı Suat'la İstanbul'dan yola çıkıp Ünye üzerinden Karadeniz'in doğusundaki dağlarda özgürlüğü bulan Bilge Yenikurtuluş; bununla yetinmeyip tekrar döndüğü İstanbul'da, Halkalı'dan uluslararası başka bir yolculuğa çıkıyor sıcağı sıcağına. Trenle yapıyor bunu Bilge Yenikurtuluş; kendisini tamamen bulmuştur artık ve bunu yaparken bir biçimde Suat'ı da, ülke sınrıları dâhilinde bırakıyor. Özgürlüğün alanı alabildiğine genişlemiştir onda. Bir nevi iç hesaplaşmalardan da kurtulmuştur Bilge Yenikurtuluş ve böylece; bir kedi gibi boynuna asla bir tasma taktırmayacağını, böyle bir şey yaşansa bile o tasmadan ne yapıp edip kurtulacağını da ispatlamıştır.
Peki; eğitimsiz ve yaşam kalitesi bu kadar yüksek olmayan bir kimliğe sahip bulunsaydı roman kahramanımız bu kadın, bu kadar şanslı olabilir miydi? Pek sanmıyorum; burada yazarın yani Göksu N.'nin, bu roman kahramanı kadına bahşettiği bilhassa eğitim düzeyi devreye giriyor. Eğitimin ne kadar önemli olduğunun, bir kez daha farkına varıyoruz Bilge Yenikurtuluş'un (soyadının güzelliğine bakar mısınız bu arada?) duruş ve eylemleriyle. Kendisi bu cendereden kurtulmayı yine isteyip çaba gösterecek ancak büyük olasılıkla gazetelerin üçüncü sayfasına konu olacaktı çözüm yolu sebebiyle. Oysa kahramanımız, tıpkı onu yaratan yazarı gibi; son derece akıllı/sakin bir ruh hâliyle kurtulmuştur olanca badireden. Halkalı'dan başlayıp Batı'ya açılan yeni hayatında başka Suatlar, Müzeyyenler, Okanlar ve daha da beteri Rafetler olacak mıdır bilemeyiz ama 247 sayfa boyunca tanıdığımız Bilge Yenikurtuluş'un; olası bu sorunların da üstesinden geleceğine inanıyoruz, inanmak istiyor insan. Yaratıcısının ona bahşettiği o maddi-manevi ancak özellikle manevi güçle yapacaktır bunu Bilge Yenikurtuluş!
"Bilge, Kedi Olmak İstiyor"; son derece iyi niyetle kaleme alınmış bir eser, bir roman! Daha önce ve her zaman belirttiğimiz gibi; eğitimle sosyal yaşamı yüksek, İstanbul'da yaşayan ama yine de mutsuz bir kadının verdiği varoluş mücadelesi anlatılan. Bir yeniden doğuş bu! Yine az önce ve her zaman belirttiğimiz gibi; içinde bulunduğumuz şartlar ne kadar mükemmel olursa olsun, yeri geldiğinde sıradan biri gibi yaşayabiliriz bazı şeyleri. Üniversite mezunu da olsak başımıza gelecekler; bir ilkokul mezunuyla okuma-yazması olmayan birinin hâttâ, başına gelenlerle aynı özelliği taşıyabilir. Hâliyle; öyle aman aman kurgu ve imlâ yanlışları söz konusu olmadıkça mümkün mertebe yazılana, yazılıp da anlatılmak istenene odaklanmak gerektiğine inanıyorum. Bunu yapmadığımız, dahası tersini yaptığımızda bunun; sırf insanlara güvendiği için hayâl kırıklığına uğrayan birine 'Neden güvendin?' diye sormak olur bu, güveni boşa çıkarıp kötüye kullananın suçu ne olacak? Göksu N., bunu ve daha birçok şeyi başarmış bu romanda; günümüz edebiyat dünyasına (hele hele Türk edebiyatına) şöyle bir baktığımızda, fazla söze gerek yok gibi. Bir şairle bir yazarı mükemmel kılan, biraz da çalıştığı yayınevidir. Çalıştığı yayınevinin sahibi, editörle redaktörüdür bir yazarla şairi mükemmel kılan bir yerde. "Bilge, Kedi Olmak İstiyor"; konusu, karakterleri ve kapağıyla sevimli bir ciddiyete sahip. Asla yabana atılmaması gereken, Göksu N.'nin bir kadınını daha tanıma şansına eriştiğimiz bir roman "Bilge, Kedi Olmak İstiyor".
Aynı zamanda şair de olan yazarımız Göksu N. Çakır'ı yeni kitapları ve daha güçlü kadın karakterleriyle, şimdiden beklemeye başladık bile; yolu hep açık olsun!
Mustafa Sezer, 5 Ocak 2021 Salı, 14.53, Samsun.
Bilge Kedi Olmak İstiyor, Göksu N. ÇAKIR, Klaros Yayınları, Eylül 2020