Cemil Koray Özgen – KAHRAMANLIK KOMEDYASI: VARLIK SAHNESİNDE BİR ANTİ-KAHRAMAN!

FacebookTwitter

Dinamik bir ruhun ve imgeselliğin eseri olan Kahramanlık Komedyası, yaban duyarlıkları belirginleştirmesiyle anti-kahraman nitelikli barbar bir senfoni özelliği taşıyor.

Şimdi, “dinamik bir ruh” nedir, hakeza “dinamik bir imgesellik” deyince neyi anlamak gerekmektedir, “yaban duyarlıkların” bileşenleri neleri içermektedir, “anti-kahraman nitelikli şiir” hangi anlama gelmektedir, “barbar bir senfoni özelliği” dediğimizde, müziksel niteliği haiz epik bir dekorasyonu, bir “proje şiirini” mi anlamak gerekir; bunları şiirlerden örnekler vererek anlaşılır kılalım.

Kahramanlık Komedyası’ndaki özne edilgen mi etken mi?

“Derinlerde yatan ruhum ben, ışık derler bana

Yıldızları tedirgin eder bakışlarım, dünya solurum

İnsanlar benim göğümde mutludur, ben yoksam yoktur onlar;

Birer taş, kendini emen bir bitki, bir hayvandan farksızdırlar

Uçar gibi yürürüm, dudaklarım zenginlik taşır

Ve yalnızca benim varlığımdır,

Tanrı’nın varlığı karşısında dik duran

Ve insanlar bana sarılarak varır Tanrı’ya

Bensiz dünya ve bütün canlılar çöl gibi yalnızdırlar.”

Şairin benliğine açılan yolun başlangıç noktasını, kendi varlığını hiçliğin kapısına bırakarak belirliyor Müslüm Yücel. Kitap boyunca kendiliğini hiçleyen bir şiir öznesiyle sık sık karşılaşırız. Yaşanan her durumdan, her kâinat olayından kendini olumsuzlayan, menfi bir mana çıkaran bu şiir öznesi, daima hep bir kimlik ve kişilik arayışıyla, kendi varlığını dünyada konumlandırma çabasıyla tebarüz eder. Yukarıdaki mısralara yüzeysel bir bakış fırlattığımızda bu şiir öznesinin, varlığını her şeyin merkezinde gören bir ben-merkezci bakışa sahip olduğuna tanıklık ederiz. Ancak şiirden bir bölümle bu şiiri, diğer şiirlerle birlikte düşünüp duyumsadığımızda bir “iç-duygu durumunun”, bu duygu durumlarının iç çeperlerinde oldukça etken duran bu şiir öznesinin ruh hallerinde “iç fırtınalar” estiğini hissederiz; bahusus varoluş karşısında kalbini derinleştiren bir şiir öznesidir bu. Dolayısıyla alt başlıkta sorduğumuz soruyu, “edilgen” olarak cevaplayamayız. Kahramanlık Komedyası’nın ruh bileşenlerinin iç duygu durumu bu yüzden varlıktan varlığa, insandan insana geçişte “etkinlik” olarak tecessüm eder daima. Varlığını varlık karşısında etkinleştirme çabası. Çünkü zulme uğramıştır bu komedyanın öznesi. Mağdur edilmiştir. Kendiliğini var kılmak ister. Varlığını varlık karşısında doğrulamak ister. Bu yüzden “derinlerde” yurt kurmuş bir ruhtur bu şiir öznesi. Bunu kitap boyunca katederek okuruz. “Tanrı karşısında” dik durur. Yani Kahramanlık Komedyası’nın iç çeperlerinin kendi içinde bir “iç-gerilimi” mevcuttur. Bu anlamda etkili bir öznedir bu. Dünyaya bırakılmış olmanın hüznünü duyumsasa da bu duygu durumunu bazen mitolojiden destek alarak bazen Tanrı fikrinden el alarak bazen aşk dolaylarında dolaşarak aşmak, ekarte etmek isteyecektir. Dışarıdan sathi bir bakışın bu bağlamda Müslüm Yücel şiirinin öznesine bakışı -etken/edilgen noktasında- yanıltıcı olabilir zira. İşte biz de bu yüzden “dinamik bir ruhun eseri” diyoruz bu yazınsal yapıta.

Müslüm Yücel, mağduriyetinden bir anti-kahraman üretmek ister. Kitabın sonuna geldiğimizde, bu yazınsal üretimde, şiir dünyasının sınırlarının genişliği, metinlerarasılıkta kurduğu esaslı ilişkiler ve şiir öznesinin derinliği bakımından başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Zaten şiirin sonundaki notlar da ortada bir “proje-şiirin” var olduğunu söylüyor bize. Biçimlenişi itibariyle düşünülüp taşınılmış, tasarlanmış olsa da kurgusal bir şiir öznesinden bahsetmiyoruz burada. Bunda şiir öznesinin varlık ve olaylar karşısındaki kendiliğini derinleştirme arzusu, kurgulama yerine dinamik nitelikleri haiz, yaşamsal ve etkin bir şiir öznesiyle karşı karşıya olduğumuz gerçeği vardır. Dünya karşısında etkin, doğa karşısında çoğalmak isteyen, aşk karşısında iç-çatışmalı, duygular karşısında etkili ve gerilimsel, barbarlığı yanında özgün duyuşlara sahip, dışarıda yer alışı ve “ötekinin dilini” kullanmasıyla yaban duyarlıkların sahibi varlık sahnesinde bir anti-kahraman!

Duygunun müzikalitesinde barbar bir senfoni!

“Hayvanlar ölülerine sahip çıkar

Sıcak bir Ağustos gününe denk geldi

Bayramların en güzeli kurban

Birden gözleri açıldı içimdeki kurtların

Tanrıları yeniden yorumladım

Bütün yaşadıklarımı ateşe verdim,

Eriyip gitti içinde saklandığım mumya

Varlığımın sır perdesi yırtıldı

Sessizce akan kanı dinledim

Mezarı bile yok hayvanların

Geriye bir iskelet kalıncaya kadar

İçimdeki kurtlar!”  

Müslüm Yücel, kendi dışardalığının, kenarda duruşunun, yabanlığının, barbarlığının, ötekiliğinin duyuş bakımından özgün bir kavrayışla şiirini betimler sürekli kitap boyunca. Varlığın özünü mutsuz bir bilinçle kavramış barbar bir şiir öznesi, varlığını varlık karşısında daimî surette derinleştirir. Varlık aynasında “iskeletini görmeye varacak kadar” mutsuzlukla ıralı bir şiir öznesidir bu. Bunun yanında mısraları alt alta dizerken duygularını betimleme noktasında duygunun ritmik salınımından faydalanır. Düşünce dağarı kutsal kitaplarla ve mitolojiyle depolu olsa da duygunun evreninde iç gerilimi oluşturmak bakımından müziğin senfonik yapısından istifade ettiğine tanıklık ederiz. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi yüzeysel bakış, duygunun ritmik gel-gitlerini fark etmeyebilir; bunda şairin, varlığı, var olanı keşfeden bakışı etkin bir rol oynar. Zira çünkü tıpkı bir doğa olayı gibi devingen, iç hareketi bünyesinde taşıyan dinamik bir iç-duyuş, Müslüm Yücel şiirinin karakteristik yapısını belirler. Bu da mağduriyetinin ve ötekiliğinin sağladığı bir özelliktir.

İşte biz de bu yüzden duygunun müziksel akışına göre şekillenen, barbar bir senfonik şiir okumaktayız; bu hem şiir evreninin genişliği hem şiiri oluşturmaktaki gereçlerinin çeşitliliği hem de kendiliğini kavrarken ki farklı duyuş tarzıyla böyledir.

Tüm bunlar da Kahramanlık Komedyası’ndaki geneli itibariyle birçok şiirin “modern epik” bir dekorasyona sahip sahici-sahih şiirlerden oluştuğunu gösterir.

Kaleminin sesi daha gür çıksın.

Emeğe saygı…

FacebookTwitter
FacebookTwitter