Lokman Kurucu

değişmiyor – lokman kurucu

sevgisizlik değil seni yoran bir şeyler değişmiyor mesela fırına giden bu yol yaşlı ellerden kurtulan şu poşetler ekmek ve ölüm kokusu her sabah bir sırada gördüğün bu yüzler seni bu yüzlerden bir yüz yapan bu yollar bir iki, beşe kadar değişmiyor yol değişmeyince insan da değişmiyor içine oturan Tanrı, gündüzü geceden yazıyor bugün burada dilenci…

İncele...

NAİF – LOKMAN KURUCU

Kızım naif, beni bende aramaAklım fır, kalbim mühürlü kerhaneŞu yalnızlığa da dağ dersek,Kendime çıkış inişlerim, kaç kış sürerKaç kutu hap, kaç ayak kayması, kaç kırıkÖlüm bile diyemezsin;‘Ölmek için, yaşamak gerek.’Deme, iyiyim.Kızım Naif, biz bu şehirde kaç milyon kişiyizBirbirimizi biliriz,Ellerimiz taş, sırtımız timsah, gözlerimiz kurt yuvasıHer şafak kaç çocukluktan kaç parçaGüneşin alnına sürülür, uyanırızVe bizler, otobüsler,…

İncele...
lokman kurucu

Rahatsız Edici Şiirler Yazmalı! – Veysel Çolak

Lokman Kurucu  çok şiir yazayım, yayımlayayım hırsını taşıyan biri değil. Olmayacak bir zamanda bir yerlerden çıkar gelir. Şiir dünyasına sataşarak yayımlanan şiir kitaplarının bende bıraktığı izlenim bu.Negatif Bir İnsan (1999) koymuş ilk kitabının adını. Buradaki ‘negatif’ sözcüğü toplumun çürümüşlüğüne; gelenek, töre denilen ölü kültürel ögelere, ahlâk anlayışına, tutuculuğa, bireysel özgürlüklere saldıranlara karşı çıkan insanı niteliyor….

İncele...

AĞIRLIK – NAZAN ŞAHİN

bir büyüme yavaşlıyor içimde gülüşlerine isabet alınan çocukların bedenlerinde yeşeren otlarda küçücük bırakıyor ayaklarımı izlerinden dökülmüyor kabuğumdan hiçbir yara yemyeşil bağdaşı çözülüveren kalbim kederli bir orman uyuyor kollarımda

İncele...

BİR FALIN ANLATTIĞI – FATMA ARAS

Yalnızlığa eşlik eden bir kahve yoldaşlığı işte fal… Fincanımda iki göz sonsuzluğu ağırlıyor… Çizgilere oturmuş anlamlar iç çektirdi sesler ateş eşeledi, yerden göğe anı sessize aldım düş soyundum, düş giyindim iç cebimde köz misali sevgilim elim, yüzüm kaygılı korkuları yumrukladım endişeli telveler tabağa akıyordu bazen düz, bazen ters rüzgâr esti saçımda benim fala sığınmam ablamı…

İncele...

Kemal Varol – Kin Yolu

varmak dediğimiz hep bir vahadır hiç gitmeyenler sonunda herkese yol olurlar ne zaman uzağa baksak boşluğun develeri kalmak dedikçe uzaklar içimize şüphe damlar yanık otların çağırdığı rüzgâr oluruz giderek o son meşeye çırpınan ayaklarımız kin dolar kadim kervanların vasiyetiyle susarız çöle anlarız gitmekle de tamamlanmaz yollar yollar, yollar; bir gün elbet konuşacaklar hiç gitmeyenler sonunda…

İncele...

PORSELEN BEBEK – Gülçin Sahilli

Çocuk çığlıkları düşerdi üstlerine Gözleri sabun yanığı, bir eğri mavi leğen Annelerinin rahmine sığınmacı İlk evlerine dönemeyeceklerini bilmeden O dünlerde, Çaput ağaçlarına sarınıp uyurduk Kadınlar aşardı önümüzdeki tepeden Çıplak topuklarında kaderleri kazılı Dokuzuna ermeden yemenilenmiş kaderleri Adlarına imzalı tarla sınırlarında Bir ağlardık bir ağlardık ki Evlerin pencereleri tuz tutardı Gözlerimiz bayramdan cenazeye dönüp gelir İki…

İncele...

komalı tiyatro- Özgür Zeybek

prolog  sizi izliyorum aynalar boyumca, ellerim kayıp böylece bir sırra tutunuyor dudaklarım kıvrılıyor, eğiliyor ve kırılıyor sonra bitti bütün anlatacaklarım, sizi izliyorum. göğsümdeki aynada saçlarını tarıyor fahişeler bir şarkının nakaratına tutunup, bir kadının göbek deliğinde saklanıyorum yeniden doğuyor çocukluğum, sonra yine ağlıyorum beyaz şaraplar, kırmızı kavgalar ve siyah aşklar  kasıklarında üzüm bahçeleri taşıyan kadınlar tanıyorum ;…

İncele...

Birinci Temrin: Kurban – SELİM TEMO

Süleyman öldü, yaşasın şakir! şimdi şiir dediniz biri sıkılıp gitti bendim o sefil üşümüş elinizde belki çok şey değildir aşkın ölümü gerekirse aranır öpülmüş resimlerde Japon bir sevgilim var -demek sizin de makyajlı bir Meryem gibi yitirmiş masumiyetini kiss diyor sex anlıyorum niyeyse merdivenim belki de onca bol ihanetten garsonu vurun lütfen çok tıkırtı yapıyor…

İncele...

KIRIK AĞIT – VEYSEL ÇOLAK

Bazıları yatağında bir mermiyken ölüdür. Kendini, akşamları unutma. Ah, bir gülebilsen yıkanır ağzın benim ömrüm seninle iki nefes arası bırak, dağılsın çürüten uzaklıklar bana bir deprem bağışla saygılı ol yitirmek korkusuna. Hiçbir silahı namlusundan öpme belki yenilirsin, belki ayrılık haklı çıkar teksin ve yalnızsın üstelik. kimi nişanlasan kendini vurursun Artık her kent senin uygunsuzluğunla başlar…

İncele...
FacebookTwitter