Emily DİCKİNSON – Açlık

FacebookTwitter

Açlık çektim uzun yıllar
Geldi nihayet öğle yemeği vaktim
Sokuldum titreyerek masaya
Ve o tuhaf şaraba dokundum

Masalarda görmüştüm böylelerini
Aç, bir başıma dönerken eve
Sahip olmayı ummadığım zenginliği
Görmek için baktığımda pencerelere

Bol ekmek nedir bilmiyordum
Çok farklıydı doğanın yemek odasından
Kuşlarla benim sık sık
Paylaştığımız kırıntıdan

Bu bolluk beni incitti, öyle yeniydi ki
Rahatsız ve yalnız hissettim kendimi
Getirilip yola dikilmiş bir dağ çalısının
Sulu meyvesi gibi

Aç olmadığımı anladım, keşfettim ki
Açlık pencerenin dışında kalan
İnsanların şartlanmışlığıdır
Kaybolur içeri girildiği an

Çeviri: Osman TUĞLU

Çevirmenin notu: Vay canına! Bu, resmen röntgencilik ya hu!

FacebookTwitter
FacebookTwitter