İçeriden, mutfaktan tabak sesleri geliyor
akşam yemeğini yiyor bir adam
önden bir aperatif sonrasında avokado salatası
dışarı baksa, kaldırsa kafasını yağan
karın altında kalanlara görecek ki
bacaksız bir adam yürüyor kaldırımda
ya şarapnel parçası ya da vakitsiz bir mayın
Banyodan sesler geliyor
sıcak duşunu alıyor bir kadın
akşam yürüyüşünden sonra
hava kararmadan evine varmış
birazdan sofra kuracak
beceriksiz kocası için
sıcak suyun altında bir an
yolda gördüğü sakat kadını anımsıyor
dört ayak üzerinde sürünen, ayak tabanında bir parmağı
annesinin karnında radyasyona maruz kalmış muhtemelen
ve ürperiyor düşününce kadının sokakta başından nelerin geçtiğinden
Bir grup arkadaş buluşmuşlar meyhanede
pahalı rakı pahalı mezeler pahalı balık
tekerlekli sandalyede engelli bir genç adam
tuhaf kitaplar satmaya çalışıyor
elinde kâğıt mendil elinde pil
rahatsız oluyor akşamcılar
vicdanları bir bulldog köpeği gibi
sarkıtıyor aşağı yanaklarını
Suriyeli bir kadın yanaşıyor bira içenlere
kucağında birkaç aylık bir çocuk, kim bilir kaçıncı
tecavüze mi uğradı sevdiği adamdan mı
eğer birini seviyorduysa neredeydi o bilinmiyor
savaştan kaçmış soğuk sokaklarında Kadıköy’ün
ıslak, kimsesiz ve terliksiz
Yan masada sigara içmeyi tartışıyor devrimciler
kimi diyor ki küçük burjuva bir zaaftır sigara içmek
kimine göreyse inceltilmiş bir zevk hele de
yemeklerden sonra bir tane tüttürmek
arkalarında iki bohem dinliyor onları
ellerinde esrarlı bir sigara
gizlice içiyorlar kimseye çaktırmadan
kimse görmüyor onları, kimse bakmıyor onlara çünkü
Köprüden atladığı haberi geliyor bir sahipsizin
kadehler müntehire kalkıyor, bu ne asalet!
dalgaların koynuna uzanıyor gecenin son vapuru
köşede kızını özlemiş ağlıyor bir dilenci