zıp – köksal erdenoğlu /okb56

FacebookTwitter

yazmakara, yaz makara, yazma kara, yazmak ara, ara ara aramalı mı, mor dağlarda turuncu tavşanlar zıplatsam, ya devrim böyle başlarsa, turuncu tavşanlar zıpladı, gerillalar zıpladı, aktivistler zıpladı, dedeler ve çocuklar, nineler ve çiçekler en önce zıpladı, nasıl anlatsam, düz değildi, ters de; anti zıpladı, eskiden kıpkızıldı da, artık hafiften kızıldı sanki, turuncu da değildi ya, su rengi tavşanlar mıydı, sular zıpladı, sulardan karaya zıpladı, zenci bir çocuk bulutlara zıpladı, yağmur muydu zıplayan, o kış zıplayan bir kar mı yağmıştı ve buna kimse inanmamışmıydı, yoksa bu olmamışmıydı da herkes buna mı inanmıştı, bir karıncanın düşünde bütün filler aynı anda zıpladı, çekirge bir, iki, iki, bir, bir, iki, böyle sonsuz zıpladı, yek dedi, dü dedi ta farsa zıpladı, kravatlı bir tanesi (takmamıştı onu, giymişti, yine de sıkıyordu boğazını) ordan marsa zıpladı, bir kalp başka bir kalbe, Van Gogh desen aya zıpladı, sarı, sarı sarı zıpladı, sarı tavşanlardan mı yayılmıştı bu, 300 yıl önce ki bir kadırga yanıma zıpladı, içindeki şişe denize zıpladı, şişedeki yazı yarına zıpladı,,,

 

tarihsiz bir tarihte (bingo! bildiniz; zamansız bir zamandı) bir yerlerde de okudum; ‘tavşanlardı evet tavşanlardı, üçgen rengi tavşanlar’,

bugünlerden bir dünde iki evet bir hayır kavuklar zıpladı,

şimdisiz bir şimdide kendini idam eden bir meczup son arzusunda tavşan gibi zıpladı,

son cümlede gelecek kendine zıpladı,,,

eflatun tavşanlar dedi bazıları, bir tanesi tek ayak üzerinde iyi zıpladı, mesafe dile geldi; dünyaydı tavşandan zıplayan, tavşandı dünyadan zıplayan,,, hepten hiçe zıpladı, aynaya doğru zıpladı, aynaya bir sihir zıpladı, akiste hiçten hepe zıpladı, bakmayın ben eflatun görüyorum da onu diyorum, gördüğümü söylüyorum, onlar limon mavisi gözlü keçi yeşili tavşanlar der… bir tanesi amuda kalkıp zıpladı, ide dedi, en yalancı gerçek, en gerçekçi yalandır, izafiyet dediğin mutlak bir kraldır, tavşan dediğin de okyanusa susayandır,,, uzun ve hoş, birbuçuk santim loş bir sessizlik zıpladı,,,

boz tavşanlar, yap-boz tavşanlar başlatmıştı bunu, yıldızlar bile zıpladı, biranın yanındaki leblebiler, mezartaşları bile, anayasalar, fare kapanı bile, sütyen fırfırları ve akasya dikeni bile, ama bir çocuktan aldım müjdeyi, tüm yarımlar zıpladı, tüm çeyrekler hatta, zikzaklar ve yamuklar bile,,, düşler ve düşüşler bile,,, yüreğim bile zıpladı, aklım zıpladı bile,,,

(yazmakara sen de zıpla…)

(mazka raya!-om-amin-om- s.o.s; do es, la es, mi es, öyle bir zıpladı ki gören uçtu sanırdı…)

FacebookTwitter
FacebookTwitter