Dip manifestosu – Lokman Kurucu

FacebookTwitter

Bize Gerçeği Anlat

Söylenmemiş şeyler var!
Söylendiğine inandığın şeyler!
Yeterince söylenmeyen şeyler var!
Çok fazla söylendiğine inandığın şeyler!

Kalbini deş! O delikten çarşılara, caddelere, sokaklara, köylere, tarlalara bak!
Bize sabahın beşlerinde uykuyu, rüyayı ve rüzgarı delerek köle taşıyan çirkin otobüsleri,
bok kokan minibüsleri, metroları, taksileri…
Kölelerin açılmamış gözlerini, henüz oluşmamış burunlarını,
bakır ellerini, kireç ayaklarını, demir kafalarını anlat, hadi!

Balyoz gibi vur kalemini o demirlere!
Beyinlerini aç, evrimin nerede durduğunu göster!
Bize, var olan bütün Tanrıların maymun tanrısını anlat!

Köylere dal; atlarla, tavuklarla, koyunlarla konuş.
Cehennemin “insan” olduğunu öğren!
İnsanlığı bırak, hayvan ol.
Bize hayvanlığı anlat!

Fabrikalara gir; tütünün kederleri nasıl halaya kaldırdığını gör.
Ağza alınmayacak küfürleri ve isyanları ruhuna al!
Bize devletin ve adaletin yok edemeyeceği öfkeyi anlat!

Şiddeti sev.
Edebiyatı elden bırakma!

Bize, korkuya park edilmiş arabaların çatlak camlarının ardında
eroin titreyen adamların çocuk önlüklerine bölünmüş ruhlarını anlat.
O önlüklerin içindeki kalplere sığmayan kırıkları…

İllegali yeniden tanımla!
Legali yeniden!

Sokakları yoklukla, yokluğu kıyametle dolduran memur iblisleri,
onların korku kadar geniş ceplerindeki uçurtma kırıklarını…
Binlerce tahta kundakları…
Nice bahardan çaldıkları gökkuşaklarını…

Hırsızı bırak, hırsızlığı anlat!
Bize kaldırımları anlat…
Kaldırımları toprağa kimin tükürdüğünü!

Tecavüz kanlarını, sattıkları mendille bedenlerinden temizleyen İsa’ların
tinerle, pıtla, bonzla temizlenemeyen ruhlarını anlat!

Gece yarısı burunları baliyle Allah’a yapışmış jiletleri…
O jiletlerin üstünden atlayan insansız ayakları…
Tüm o ayakları ve jiletleri dört duvarlara ya da mezarlara gömerek,
hayatın bir daha kanamayacağına inandıran maaşlı peygamberleri ve onların havarilerini!

Yalanı yut!
Yalancıyı anlat!

Çocukken sevilmemiş, büyüyünce görülmemiş,
patlayınca duyulmamış –ki Tanrı’ya rakip bir sırta verip sırtlarını–
köleleri kölelerden ayıran, onları birbirinden koruyan,
böylelikle olmamaktan, olamamaktan kurtulduğunu sanan resmi silahları anlat!

Yasal olanın çocukluğundan bahset bize!
Lanet sok Freud’a!
Erkeği öldür, kadını öldür!
Erkekliği ve kadınlığı reddedenlerin umutlarında ara;
erkek veya kadın olmakla kaybettiklerini…

Erkek ve kadın ve namus üreten ailenin, toplumun şerrinden cinsiyetsizliğe sığın!
Ondan merhamet dile!

“Kire” gir, kirliliği anlat bize!
Evlerin içine gir, içindekilerin içine!
“Aile” denilen çocuk öğütme şirketlerini…
Kurumsallaşmış çocuk tecavüzlerini, ensesti!

Gülden kafesleri…
“Sevgi” adı altında pasifleştirilmiş, bağımlı hale getirilmiş,
uçmanın ve öfkelenmenin unutturulduğu beyinleri anlat!

Cinayeti çöz.
Bize katilliği anlat!

Annenin kötülüklerini…
Anneliğin bilerek ya da bilmeyerek yüzyıla taşıdığı kötülükleri…
“Baba” denilen iktidarı ve bizi bu iktidara kurban olmayı emreden büyükbabayı anlat!

Kutsalı bırak!
Bize şeytanı anlat!

Travmalarını…
Yüzleşmekten kaçtığın karanlık yönlerini…
Eğmeden, bükmeden, tüm bu cehennemden senin de sorumlu olduğunu…
Belki de en büyük suçun sende olduğunu!

Kendini önemsemeyi bırak!
Bize canavarlığını anlat!

Burası dip!
Buradan düşeceğin bir yer yok!

Bize gerçeği anlat!
Bize gerçeği anlat!
Bize gerçeği anlat!

FacebookTwitter
FacebookTwitter