Ağaca asılı olan kocaman dolunayı tılsımıyla baş başa bırakırdı
Aşkı kapsayan bedenimizle arzunun olgununa uzanırdık
Koskocaman bir çoban ateşi, kasıklarımdan saplanırdı taşın yarığından
Gözlerim şimdi solgun güzde, açık rengin gezintisinde
Bana göre şair, mavi görüntülere gönlünü kalemini dönendir
Kadın susmasıyla konumlanır, konuşsaydı doğanın içinde şekillenirdi
Şimdi kadın imgesi, gizemli bir bağbozumu görüntüsüyle iç içe
Derin kazılar yapardık seninle zengin iki ateş arası madenlerde
Anız saplarıyla yan yana arsız mahzun o ayrık otları sanırsın
Ormanın ürpertici karanlığında sarmaşık urganlarına tutunur gibi
Avare bir yolcuyduk beyaz şoselerin tozları arasında
İri güneş, tembel tembel devinir, toparlanırdı dağın üstünde
Denize çizilmiş mercan kayalar zarafetinde düşürdü kâküllerini
Ağaca asılı olan kocaman dolunayı tılsımıyla baş başa bırakırdı
Seglavi kısrak gibi seglavi kızlar, mor Dicle’nin büyülü sesleri içinde
Ben ölmedim, tenimi değiştirdim, gül giyindim
Demagog tüfeğini doldururken, şair, sözü kınından çeker şimdi
Bana göre şair, mavi görüntüye gönlünü kalemini dönendir
Çaput bağlanan kızıl alıçlar, orta malı ahlâtlar bir de geyik elmaları
Yoğun bir yaşama benzeyen meşe palamudu, bilge çınar
Ağaca asılı olan kocaman dolunayı tılsımıyla baş başa bırakırdı