SEGLAVİ KIZLAR MOR DİCLE’NİN SESLERİ İÇİNDE – MUSA ÖZ

FacebookTwitter

Ağaca asılı olan kocaman dolunayı tılsımıyla baş başa bırakırdı

 

Aşkı kapsayan bedenimizle arzunun olgununa uzanırdık

Koskocaman bir çoban ateşi, kasıklarımdan saplanırdı taşın yarığından

Gözlerim şimdi solgun güzde, açık rengin gezintisinde

 

Bana göre şair, mavi görüntülere gönlünü kalemini dönendir

 

Kadın susmasıyla konumlanır, konuşsaydı doğanın içinde şekillenirdi

Şimdi kadın imgesi, gizemli bir bağbozumu görüntüsüyle iç içe

 

Derin kazılar yapardık seninle zengin iki ateş arası madenlerde

 

Anız saplarıyla yan yana arsız mahzun o ayrık otları sanırsın

 

Ormanın ürpertici karanlığında sarmaşık urganlarına tutunur gibi

Avare bir yolcuyduk beyaz şoselerin tozları arasında

İri güneş, tembel tembel devinir, toparlanırdı dağın üstünde

 

Denize çizilmiş mercan kayalar zarafetinde düşürdü kâküllerini

 

Ağaca asılı olan kocaman dolunayı tılsımıyla baş başa bırakırdı

 

Seglavi kısrak gibi seglavi kızlar, mor Dicle’nin büyülü sesleri içinde

Ben ölmedim, tenimi değiştirdim, gül giyindim

 

Demagog tüfeğini doldururken, şair, sözü kınından çeker şimdi

 

Bana göre şair, mavi görüntüye gönlünü kalemini dönendir

 

Çaput bağlanan kızıl alıçlar, orta malı ahlâtlar bir de geyik elmaları

Yoğun bir yaşama benzeyen meşe palamudu, bilge çınar

 

Ağaca asılı olan kocaman dolunayı tılsımıyla baş başa bırakırdı

 

FacebookTwitter
FacebookTwitter