TUZ VE GECE – NEVİN KOÇOĞLU

FacebookTwitter

20

Ellerim sana dokunamayan acılı bir yara
usul usul kanama
suyunağusunda hiç, fırtına artığı kırlangıç
Ey eteğine tutunduğum zahit
bize ait değil sığındığımız bu vakit
Gidelim…

21

Şafakla uyandım,
bahçemi kuşatan rüzgâra sordum:
Sen miydin gözlerimdeki tuz tanesini ayrıştıran?

Ey bahçemdeki uğultulu rüzgâr
kuşlara hüzünlü bakışlar bahşettin
ve dindin

22

Ve kuşlar soyundu ağaçlarını
yıkıldı o kuru dala yaslanmış bahçe duvarı,
dokunulmaz taş kaseler kırıldı tereklerde
koyu bir siyah sızıyor ağır ağır duvardan
ölüm, kan ve zaman…
.
Biz kırsak şimdi ışığın kadehini alnımızda
biliyorum soyulur fail gömlekleri sırtımızdan
sıyrılır sabah gecenin koynundan
koza, döl ve zaman…

FacebookTwitter
FacebookTwitter