TUFAN – FATİH AKÇA

su tırmanıyor yüksek yerlerine kalbimin dervişlerin ıslanmış gölgeleri geçiyor etimden süzdüm aydınlığı ve çivileri insanlar beni kendime kadar taşladı ağzımdaki kanla ovdum çilemi duruyor kalbimin kökünde diş izleri suyu çağırmakla üveylendim moraran etime gülhatmiler çizdim kuşkuyu kaldırdım suya yordum kendimi ismimin üstünü çizin bir leke kalsın duvarınızda güvercinlerin kanatlarıyla gökten söktüğüm bir ağıttır gemim acılar…

İncele...

ya bulamazsam – Eylem Demir

tamam geldim yaralarıma toprak karışmış kırgın ve perişan içimde ısırgan dalı hırlayan gövdem geceye bastı ayağını ya bulamazsam bülbül gibi tarağım bir tilki gördüm et çıkarmaya kararlı ateş ettim bir köy bastım yokladım ceplerimi gören var mı ya bulamazsam güneş şahdamarima dokundu ben biledim bıçağımı avazı hoştur dedim kulaklarımda fakirlikten sıcak yanım adını sevdi ya…

İncele...

Simge İŞKİN – YETİŞİR

En uçlarında gezenim ben Parmaksız ve ihtiyatsız Susamış bir kedinin tüyleri gibi kötürüm İhtiras ve çekişmeden yorgun düşmüş Soysuz bir acının Usulca zerk etmesi gibi derinden Öyle sızdım suyuna bir kere Düşman uyumaz ben daha uyanığım Kılıçtan geçirdim hüznünü Bak bu ebemkuşakları sana Özgürsün! Muafsın bütün yerleşik kederlerinden Azad oldun bütün günahlarından Ve azadesin tenimden…

İncele...

Samle Çağla – Yazgı

illegal bir hücreymişim ben ebegümeci kâr etmemiş düşmeme gövdesi yemyeşil gövermiş istemsiz doğurmuş annem ay tutulmuş doğduğum gün bulutlar kapıp koyvermiş seller basmış mahalleyi harap olmuş sümbül süsen… lanetlenmiş bir ruhum ben kırılır tutunduğum her dal maşallah dediğim kırk gün yaşamaz her canlı sohbetime lal kışlarım aylarca sürer iki gün ilkyaz… hep horlanmış bir çocuğum…

İncele...

BÜYÜDÜĞÜM SOKAKALARDA İNANDIĞIM – Hatice TARKAN DOĞANAY

  yaralı iki hücrenin çarpışmasıyla çoğaldım çoğaldığım yerde çarpıldım yeniden sarmal bir formda büyüdüğüm yapraklarda acı bir süttüm incir içine çekilen   baktığım dünyanın masalsı suretinde bulutların kızıl dağları emzirdiği tavus kuşu mükemmelliği her şeyin içi pürüzsüz dışı yivli nereye gitsem aynı orantıya bağlı büyüyen ama değişmeyen kabuğum mıhlı duvarlarla örülmüş helezonik odalarım her defasında…

İncele...

SELDA KAYA – VEÇHE

sesi vurulmuş dilden aldık bu sözü: ondandır kanamalı bir çığlığa evrilmesi çığlık ki giz çiçeği! açıverir güzün gözünde bizdeki besbelli ki bir mevsim delirmesi aklın zembereği de boşalsın iyidir bu delirsin varsın uysal atları bekleyişin bir koşuya, bir kıştan çıkışa, bir şahlanışa delirsin bu da iyidir, suskunun dağlarını göçertmektir rüzgar! kurutmuş mu nehirlerimizi çölün kalbine…

İncele...

TÜNEL – BÜLENT GÜLDAL

(Tomahawklar’ınız mutfak robotu mu? Hedefinde yüzünü hiç görmedikleriniz korkuyla bekleşiyorlar kuytularda, eğer varsa yüreğin, cehennemini düşün bir tek sana ve patronlarına mı ait yaşamak? Dünyayı mezbahaneye çevirdiğiniz yeter ! Evindeki çocuğunun gözlerine bak bırakabiliyorsan eğer bombayı sonra bırak)   Kütüphaneler yakan barbar tiranlar lânetli kefenlerinizle aramızdasınız sanki, binlerce yıl sonra da yakılıyor kitaplar ulu orta…

İncele...

YAŞAMAK BUYSA – Hıdır Mutluer

Filistin’li Çocuklara   Öyle çirkiniz ki kimse kimse kuş koymayacak yolumuza* kim yazarsa eksiktir kim çizerse eksik hangi imge hangi fırça tamamlar kuşsuz bir gökyüzünü bir dünya denizinin içinde bir avuç azgın bir avuç karanlık su nasıl boğabilir o güzelim kuşları ve artık kuş yoksa kanat yoksa gökyüzü yoksa yaşamış mı sayılır bir insan bundan…

İncele...

TARİHÇE – Mehmet Barış

Biz güncel’in kadranına bakarken ağır ağır akardı tarihin kum saati Çocuktuk, dişimiz kamaşırdı şiirden İkinci’nin birincisiydi Cansever Vurdular sevdiklerimizi birer birer; Ne haklılığımızı alabildiler elimizden ne sokakları Kimse açamadı yumruğumuzu Ben bir kadim şehrin bağımlısıydım sen o şehrin tarihine benzerdin El yazmasıydın, biriciktin, kûfîydin Her okuyuşumda yeni şeyler söylerdin Zaman algısı da değişiyor insanın zamanla…

İncele...
FacebookTwitter