Süslü geminin bordasında aşk
Akdeniz dalgalarında neşe
Gavûr dağlarının gözyaşı
ağaç köklerine düşen sevinç.
Yasef dost halayında
Yusuf kuyudan çıkmış
Joseph’in sofrasında
hoşgörü ikram ediyorlar
düğün alayına…
Baştan çıkıyor anasonla
Uzun Çarşı peynirleri
baharatlar cilveli kızlar
içlenen köftelerin kalbinde.
Yaşlı avluyla dans ediyorlar
ılık ezgisinde Harbiye’nin
asi çağları diriltiyorlar.
Gelin bilir miydi kendisiyle
Hatay beyazları giyecek…
Damat bilir miydi kendisiyle
Antakya ölümle nikâhlanacak…
Şimdi toprağın bağrında uyurlar
anılar, avlular, düğünler
geceler uykusuz…
Bir ev ağlar bir kente
özlemi hep aynı rüya
avlusu düğün gecesi.