Lokman Kurucu

Sanatçı Beytocan Yaşamını Yitirdi

İsveç’te kanser tedavisi gören Kürt sanatçı Beytocan, bu sabah yaşamını yitirdi İsveç’te uzun bir süredir kanser tedavisi gören Kürt sanatçı Beytocan, bu sabah hayata gözlerini yumdu. ANF’de yer alan habere göre; ailesi ve dostları, 68 yaşındaki sanatçı Beytocan’ın sabah saatlerinde Stockholm’de vefat ettiğini duyurdu. Beytocan, uzun süredir kanser tedavisi görüyordu. Beytocan, bir süre önce ağır…

İncele...

Ölüm Mihenk – Tahir Musa Ceylan

Mermer tabakta dövülmüş bildiğin insan eti kelebek bıçaklarla dilinmiş, kırmızı, lif lif, hafifçe yağlı pirinç karyolada biricik ruhunu teslim etmiş ve et mapustan kurtulunca ruh yularsız yılkı olup terk-i dünya etmiş biraz kalınca öyle morumsu, siyahlayınca şiş, katı, çocuksu kimse ulaşamaz gayr-ı resmi ya da resmi olarak ona, hatta resmine bile duvarda dövülüp dövülüp tabağa…

İncele...

uyanıktım zaten ben anam görmezden evvel – Oğuzhan Kayacan

geceleri hakim yaka gündüzleri sek tüketirim silelim eskiyenileri bir kapı bırakalım açık o da bab-ı ali olsun kendine kastı olanlar geçsin ordan, dağlara küsenler mavi reno’sunun öncamına sıcak su dökmüşler ya da üç tekerli mavi arabaya binmişler felcile, sevgiyle ön bahçesinde evin subhaneke öğrenmişler sığınaklar kapandığında leblebiyle allah’a doğru ilk hocasını ihlasla anmışlar ve çorap…

İncele...

a.levent alpüren-hatırlamanın geometrisi

-asma dalında bir kara kedi siz apollon’un çocuklarısınız ne anlarsınız şaraptan diyor önünde diz çöküp kızarıyorum- kızarmak insandan kalan miras sakladığım itinayla ve itikatla eski dilden at çeşmeli sokakta deli bir derviş öğrettiydi akide şekeri ve nazar boncuğuyla rüşvetin en masumu belki hunat hatun vardı bilen bilir az yumadı göbek taşında ergenliğimi üç kere üç…

İncele...

kalbin öteki yarısı – Abdülkadir Budak

“Bir köyün boşaltılması nasıl bir şeydir?” Roni Margulles Kuşun yeni karılmış zifte konması gibidir Kefeni yeğlemesi bir kışın kar yerine Yakıcı yaz gününde gölgenin çekip gitmesi Çekilmesi gibidir kabına sığmayan nehrin Çarmıhlı bir yorumla belki de İsa özeti İkiye bölünür bir kalp, duymaz acıyı öteki Bir köy boşaltılırken Dilan’ın aşkı eskir Çocuklar büyür birden, anneler…

İncele...

Şişhane metrosundaki meksikalı arama kurtarma ekibi – MERT BAKICI

Gözlerim açılmıyor dünyaya kendi tuğlalarının tuzunda bir ceset harcı, sağanaktan ıslanmayan eğrelti otunun damarlarına kiracıysam katre- lerim spor kesesi. Nohut nohut büyür suda, iki kişiden artan mesafe ve evyesi çatlayan mutfak, duvarın yankı gibi geri getiremediği. İncelen bir şeyler var aramızda zaman ya da ölüm gölgesiyle eprimiş saten aldatı! Karanfilden süzülür hâl tercümesi. Tanrıya bağımın…

İncele...

İNCELDİĞİ YER – KIVANÇ NALÇA

Hiç kendi şiirinden korkar mı adam? Şimdi bu şiir bensiz büyür ya Budamak gerek her bir dalını Bak doktor beynimi küçültme benim Sus doktor inceldiği yerden kopsun kıyamet Hem bu hastaneniz ne Amerikan Tavanınızın hem de orta yerinde Düzüşen cinler gördüm kartonpiyerde Üç gün üç hece Hepsi siyah kalemdi bazısı gri Gösterdim oğluma gülmedi bile…

İncele...

TEBESSÜMÜN TESELLİSİ – FERHAT NİTİN

otlakların önünde sıvışan büyüleyici sığ bir gölde susar zaman. Hayatımızın en yüksek tepesine koyduğumuz yalın bir söylentidir zaman. Kafatasının çatlağında hayatı trajediden üstün gören insanlarla düzen ve özgürlüğün karmaşasında bulanıklaşan öfkeler patlar ellerimde. II. Ardından adında saklanırsa sokaklar bir meydanda yıkıma uğratır kelimeleri Çünkü kınında yara var gecenin. Karanlık geriye çekilirken Dibe batan saçlarından pişmanlık…

İncele...

F.MERT ERDOĞAN – ÇOCUKLUK

Hepimiz çocukluk arkadaşıyız, Hepimiz karşılaşmışız, Yol kenarı bir büfede Kişiler önemsizmiş, Parlak bir gelecekte, Hepimiz benzer oyunları oynamışız, Kimimiz taşlarla, Kimimiz kollarla, Kimimiz renklerle, Aynı zamanda büyümüşüz, Zamanın anlamını yitirdiği, Güzel bir günde, Üzülmüş, ağlamışız, Ve sevinmişiz Bir araya gelebildiğimize Benzer gözlerle süzmüşüz, Kendi garipliğimizi Aynı yollardan geçmişiz hepimiz, Dikenli, çamurlu, çukurlu Şarkılar söylemiş, özür…

İncele...

Gömleğinde Geyiğin Kan İzleri – YAŞAR AKALIN

ötekinde başlıyor yolculuğun önünde ayna pencere ve liman hikâyeler dinliyorsun kimse duymadan kendine sesleniyorsun yüzüne yavaşça dokun şimdi sen osun ben yokum susunca boşluklara kelimeler yerleşiyor yüzünde o dalgın unutkanlığın hikâyeni keten bir örtüye dokuyorsun haritalarda adlar değişmiş az önce bir deniz bir şehir bir ada ud çalan o kadın çıkarılmış bir bardak su eksilmiş…

İncele...
FacebookTwitter