SAKIN SAÇINA KURU BİR ÇİÇEK – KIVANÇ NALÇA

Büyük bir hikâye dinlemek ister miydiniz? Ben de isterdim ama artık yok öyle bir şey. Bu şiir merserizeden dokunmamalıydı Bir de göz kırpmadan okunmamalıydı Çünkü çok kolay Ölmek çok kolay Sus diyorum sana ha bire Halim yok bir şiir bile… Üzülmeyin Alışın buna Her şiirimde çıldıracaksınız Hakikat konusunda endişelerim var Yaşadığım hayat ne kadar hafif…

İncele...

Karşılaşma – Ömer Faruk Hatipoğlu

bir yerde biliyorsun seninle karşılaştık ben bir daldan kabuk gibi kuruyorken toprağa sen bir dala yaprak gibi yürüyordun topraktan özsuyunda kar suyu,yolun bahar, zaman pul bana altın,güz makasın ağzındayken kefen çul ya ben anlatsam yeşil,ya sarıyı anlasan kayan bir yıldızım ki ne versem akşamüstü ne versen ışık etmez,günler ki zaten küstü bu yüzden açma korkum…

İncele...

“KIRLARIN SIRLARI” İKİ CİLTLİK BİR HALK BİLİMİ ÇALIŞMASI- HASAN EFE

Bir çocuğunuz doğar sevinirsiniz, büyür okullar bitirir sizinle çatışır, şakalaşır büyüdükçe büyür, askere gider, iş bulur ve evlenir. Yani bir ömür, yirmi yıl geçer… İşte Ramis Dara’nın Kırların Sırları adlı iki ciltlik kitabı yirmi yıl boyunca gelişti, serpildi, büyüdü ve okur karşısına çıktı. Öyle sıradan bir kitap değil iki ciltlik Kırların Sırları. Bitkilerin öyküleri, maniler,…

İncele...

ZITLARIN BİRLİĞİ – Vasıf Turhan Kayacık

Dindi rüzgâr halk paramparça sınıf sessiz Saltanatlar, saraylar yükseliyor Yıkıntıları üzerinde cumhuriyetin… Hilafeti istiyor biti kanlanmış tarikatlar Tepelendi laiklik Zafer nidalarıyla geçiyor terk edilmiş meydanlardan yobazlar ordusu… Dindi rüzgâr Halk paramparça, sınıf sessiz Kitlelerde anlaşılmaz yönsüzlük Büyüyor olmalı açların öfkesi Belleklerde kalıcı izler Öncüde derinleşen politik netlik Yaklaşıyor olmalı fırtına Zıtların birliğidir diyalektik…  

İncele...

AŞK KURTARIYOR HER ŞEYİ YARIM BIRAKMAKTAN – HASAN ÇELİKKOL

Işığın üzerine düştüğü an avuçlarındaki çizgilere inanıyorsun Bu ne demek Âlemlerin kül olması umurumda değil demek Suça ortaksın, o an Gözlerimin önünden gitmeyen yakutların parıltısına baka baka Bildiğin açık bir pencere önünde kargaları sayıyorsun Seni alıp götüren birine iyi karakterim olacaksın yeni romanımda Zaten kötü yaparsam yanarım cehennemde diyorsun On günün yüz öyküsünde Sonrası boşluk…

İncele...

KAMERA MOTOR – BARIŞ YILDIRIM

İçeriden, mutfaktan tabak sesleri geliyor akşam yemeğini yiyor bir adam önden bir aperatif sonrasında avokado salatası dışarı baksa, kaldırsa kafasını yağan karın altında kalanlara görecek ki bacaksız bir adam yürüyor kaldırımda ya şarapnel parçası ya da vakitsiz bir mayın Banyodan sesler geliyor sıcak duşunu alıyor bir kadın akşam yürüyüşünden sonra hava kararmadan evine varmış birazdan…

İncele...

MAHZUN BAYRAKLAR SABAHI – KIVANÇ NALÇA

Lütfen beni sinemaya götürür müsünüz? Çünkü ben çocukluğumu koruyamadım Bıktım savaşınızı seyreylemekten. Diyorsunuz ki; “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.” İhtimal o kanın her ünitesinin piyasada bir rayici de vardır. Siz lütfen beni sinemaya götürür müsünüz? Çünkü gayesizim, artık hiçbir şeyi seçemeyeceğim. “Niçin bu da, öteki değil?” Artık bu, bana uygun bir sual değil. O gençlik…

İncele...

TUFAN – FATİH AKÇA

su tırmanıyor yüksek yerlerine kalbimin dervişlerin ıslanmış gölgeleri geçiyor etimden süzdüm aydınlığı ve çivileri insanlar beni kendime kadar taşladı ağzımdaki kanla ovdum çilemi duruyor kalbimin kökünde diş izleri suyu çağırmakla üveylendim moraran etime gülhatmiler çizdim kuşkuyu kaldırdım suya yordum kendimi ismimin üstünü çizin bir leke kalsın duvarınızda güvercinlerin kanatlarıyla gökten söktüğüm bir ağıttır gemim acılar…

İncele...

ya bulamazsam – Eylem Demir

tamam geldim yaralarıma toprak karışmış kırgın ve perişan içimde ısırgan dalı hırlayan gövdem geceye bastı ayağını ya bulamazsam bülbül gibi tarağım bir tilki gördüm et çıkarmaya kararlı ateş ettim bir köy bastım yokladım ceplerimi gören var mı ya bulamazsam güneş şahdamarima dokundu ben biledim bıçağımı avazı hoştur dedim kulaklarımda fakirlikten sıcak yanım adını sevdi ya…

İncele...

Simge İŞKİN – YETİŞİR

En uçlarında gezenim ben Parmaksız ve ihtiyatsız Susamış bir kedinin tüyleri gibi kötürüm İhtiras ve çekişmeden yorgun düşmüş Soysuz bir acının Usulca zerk etmesi gibi derinden Öyle sızdım suyuna bir kere Düşman uyumaz ben daha uyanığım Kılıçtan geçirdim hüznünü Bak bu ebemkuşakları sana Özgürsün! Muafsın bütün yerleşik kederlerinden Azad oldun bütün günahlarından Ve azadesin tenimden…

İncele...
FacebookTwitter