YORGUN TRAMVAY – Gülçin Yağmur Akbulut

Unutulan bir isimsin neslin tükendi senin benim gibiler için yine de vitrindesin Solan güllerin hatırına ağır aksak yürü yolu haydi vatman ! Bas düğmeye tramvay hareket etsin Kimseler bakmıyor artık ve de hatırlamıyor gökkuşağının aşkını, yalnız gecelerin yıldız yağmurlarını Dağlara giden yollar güzergâhın olsun, ulu bir çınarın altında bir solukluk mola ver, alışsın yüreğim uçurumlara…

İncele...

MİGREN AĞRISI – arif onur solak

Mesafemiz içler acısı bir uzaklıktan yankılanıyor Açık olmak gerekirse bu ikimizin de umurunda değil Plazaların işgali altında çektiğimiz çağcıl sancılar Gazete manşetlerinden ve sosyal medya platformlarından Çok entelektüel, çok modern, çok medeni gülüşüyorlar Aşkın ıstırabını yaşayacak vaktimizi öldürdüler sevgilim İşte şurada bağımsız bir mülteci gibi büyüyen çocukluğum şahittir Binmediğin otobüslerin beklemediğin duraklarında unuttum gençliğimi Tepeden…

İncele...

Kerbela’da Yavru Kerberos – ERKAN KATIRCI

kaburgamda inançsız bir ağrı var seciyemden kalma yoğrulmuş bir davet gelemem izin günüme denk düşmüyor gözümün gördüğünü ikrar eylemeyi aklım almadı allah’ım rasyonel bir tutum mu şimdi bu yaptığın geceyi de bu boş vermişlikle mi yarattın ışık olsun olmasın, görmek lazım neden bizatihi defolu kuldan beklentin yaratmak için yıkanan eller, boğaz sıkmaya yer arıyor bizi…

İncele...

Aynen Öyleler Cumhuriyeti – Barış Yıldırım

Araplar parası neyse verip alıyordu topçuları Rusya yanaşmıyordu tahıl koridorunu uzatmaya televizyonlar son dakika anonsuyla geçiyordu Taksim’deki patlamayı Mersin’e doğru yola çıkıyordu Karakas menşeili kokain gemileri Aynen kanka Allah’a emanet selamün aleyküm ve aleyküm selam ve oy veriyorduk biz cümle sığırtmaçlar içinden en fiyakalısına Telefonda konuşuyordu bir kadın ayaklarını sallaya sallaya Barbie bebek filmi gelmişti…

İncele...

PARALAKS – SALİH MERCAOĞLU

  sessizliği bildim bileli hâlâ çırağım anlamak derdim oldu, anladığımı üflemek ustam büyülü dağ her gün inip çıktığım zor zamanlar, kızıl manifesto efkârlıysam akşamdan niyet edip gece mesaiye kalkıyorum su okuyorum açıyor bahçemde gazanyalar ay omzuma basıyor, başımda asgari hale ustam melek olduğumu söylüyor, bana sus otuz kuş birden sus diyor her şeyin zamanı var…

İncele...

dın dersi – Ahmet Halis Deniz

Atlasları denizlerle değil Hayallerle doldurmuşlar Kovalarına balık kaçmış Keçileri kaçırmışlar Mağaralarında keçi resimleri Saymayı öğrenmişler Dolabımda balık resimleri Üçe kadar sayıp unutmuşum Mezarlığım uçurtma iplerinin birbirine dolandığı yerde belli olmasın Uçurtmacıların kavgaları ve çiçek zikirleri Kabir azabımı hafifletsin Şeytanınızı iyi gözlemleyin Boynuzluysa aldatılmıştır Kırmızıysa sinirlidir Morarmışsa gülmeyin Kuyrukluysa hoşt deseniz gider Çatalı varsa açtır Süpürgesi…

İncele...

Çocuklar tatbikat planıdır tanrının – Özgür Asan

I. çocuğu sakın Biz elli yedi kuşak birlikte aynı evde yaşşşar Üst üste biner beş kuşak birlikte fermuar açarız çişe Birliğimiz organik pekmez havuzumuz olsa taşardı Bereketimiz vita yağı yapış yapış bir neşe erirdi Boncuk boncuk kanardı hafızam ve sokaklara taştı Dünyanın bütün orospu çocuğu abileri, birleşin! diye bir çığlık sabah olduğunu Dünyanın bütün leşşş…

İncele...

LÜSYEN’İN HAMİT’İ – BARIŞ ERDOĞAN

Hamit Tarhan’ın siyah beyaz fotoğraflarını görünce dudağımdan dökülen söz şu oldu: Her biri sanatını ciddiye alan kişiler tarafından çekilmiş usta işi renkli fotoğraflar. O fotoğrafları büyük bir masaya yayıyorum, fotoğraflar adeta “tayflar geçidi”. Hem var hem yok. Gerçek dünya ile hayal dünyasının sınırlarının birbirine karıştığı Kahire’nin Mor Gülü’ndeki Tom gibi. Var olanın kaybolma ihtimali çok…

İncele...

SEKİZ VAGON – Nevruz Uğur

  1. zorunlu geldik uzak değildik içindeydik fakat geldik kavuşmak bu avucunda yaşlandığımız büyük el sayısız durakların birinde söylüyoruz bu sözü: geldik sessizlikte mi gürültüde mi bilmiyoruz bir yere geldiğimizi biliyoruz 2. gün ışığı yoktu ki gitsinler birbirimizi karşılıyoruz akşamla ay kar bekliyormuş aynı vakitlerde sadece doruklar üşüyormuş iniyormuş şehirlerin sofrasına eski şarapların tadıyla feodal…

İncele...

665 – lokman kurucu

I giderek iyiyiz onunla giderek iç elle akıl değil, dille söz değil hayvanla hayvan; biri ağaçta diğeri avcıyı öldüren katil giderek iyiyiz kibrimiz ademden öte evrende ilk nefes boşlukta ilk emir, toprağımız ateşin cenin günleri, siyahta yer kalmadı karanlığımıza II önümüze çiçekli bahçeler sürükleyen zaman, kum ve rüzgar kusar da ensemize gerilip denge bozan dengeler…

İncele...
FacebookTwitter