üstünde sırtlanlarla gezdiğim utanç gecesi
bana sansürlenmiş dizelerimin başını
elleriyle sunuyor
akropollerin derisindeyse
maden ocakları çatırdıyor
ortalığı ateşle yıkıyor
bacaklarından yukarı ısınan
Arjantin hareketi
buzlar ülkesinde sütten kesiliyorum
çıngıraklılar gelip, kulağıma eğiliyor
oyunu kültür platformlarında oynamalısın
gazete plazalarına saygınlıkla giren yazarlar
sense kucağında kanlı sepetlerle
kesik işçi kollarını standa fırlatıyorsun
tacizi kilim desenine benzetenlere karşı
İngiltere’den pek farkı yok
fahişeler örecekler buranın da kaderini
yıkamadığı duvarlara direnç gösterenler
toplanın ve dağılın evlerinize inekler gibi
kocalarınıza memelerinizin altın iğnelerini sağın
yüzüme kurutulmuş fermanlarla bakıyorum
iki yüz yıldır Amerikan aynasından
benden yakın bir benden içeri diyerek
insan kendinin devrimini başlatmalıdır
cümleleri kesiliyorsa başlığından koparılıp
yüzeyde salınan ben miyim sorusuyla
ipini söküp beton istikametlere karşı
balyozlar içindekileri saklayan dergi kapaklarını kırmalı
testereyle sözünü sakınan dudaklardan
göstermiyor ucundan demeçlerini de
fikirlerini formüllerle ölçüyorlar
ey gizleyenler tüm gizlediklerini
özgür değilsiniz
evren koyu bombardımanlarla tepenize yağacak
kıvrılan çerçevenizle havaya karışacaksınız
sürünüyor ormanın solungacından Hekate
üçe bölünüp, manşetlerde kilitlediğiniz uzuvlarınızdan
korkularınıza tutunarak sırığa tırmanıyor
tacizi taarruz oluyor çıkarıyla ilk hesabın
havada dönen ittifakı birleştiren
her olay bir çeşit samimiyet testi sayılıyor
yasaklı camdan ortaçağ’a baktım
senin tenin bana kral gibi göründü
altında mikroplar üreyen sağlıklı bir kral
ne desem kuşlarla başka diyarlara uçuyor
ölmek layığına Türkiye gerçeğidir
yorgunluk çıkış noktasının kapatılması
bağırmıyorum!!!
burada hiçbir düşünce sınıflara evrilmiyor
evdeki salçalı butlara dönüyor toplantılar
anayasa mahkemelerini yakarken kadınlar
Latin bir reenkarnasyona benzemek istiyorum
taciz nerede başlıyorsa, bizeyse hâlâ
o eylemde soyunmak çok ayıp geliyor
birbirimizin saç telini bile günah sayıyoruz
çünkü, kadınlık solgun regl ağrısına benzeyerek
hapla içilesi şekilde öğretildi bize
spikerle konuşurken hakikatleri
mikrofon arasına gizlediğimiz
benim artık neresinden bir taciz çıkacağını bilemediğim
tonlarca yükümlülük, herkesten kaçtığım paranoyadır bugün
aklımı yazıya demirlemekle sonlanan
plastik bıçakla savaş kazanılmıyor