hangi soğuk rafında unutulduk uzayın
sayın tanrım
bunca savruk yıldızın içinde
nasıl da alçakça yalnızım
alacağım var senden
kalbime saldığın hüzün adına
annemi koy alnıma
bir de delirmiş şiirleri
öldürerek dirilttiğim aklıma
tüm dilleri öğret
sonra hepsini unuttur
dilsizin diliyle çek “ölmek” fiilini
yüklemsiz cümlede gizli özne olayım
aynaya bakarken katiller
karşılarında gözyaşı gibi durayım
anlaşıldı
senin söyleyeceğin yok sayın tanrım
ben yine de sorayım
kaç dua eder bir intihar
incecik kızın gözlerine asılı
sarhoş bir kirpik mi anne
durmadan ömrünü doğrar mutfağında
gülüyorum sayın tanrım
gülmekten ölüyorum
gülmekten ölmek sana kaça patlar
bilmiyorum
kalbime izinsiz koyduğun
mavi bir küf bu dünya
ölümün kibirli kırbacı
gıdıklıyor nabzımı
gülüyorum
bir çocuk
bir kediyi ağzından öpüyor
bu hayat öpücüğünden
gözlerimi alamıyorum
bir hayat öpücüğü sayın tanrım
sana kaça patlar
bilmiyorum