44.
Bir dil düşlüyorum, sözlük kaçkını,
bütün sözcükleri eşya olan
bıçak, kalem, tava ya da balta gibi.
Kasırga bir dil,
alıp insandaki çeri çöpü,
kendini tanrı gibi görmesini,
yalan besiniyle beslenen
kurtçukların yuvası kinini
hayaya kaldırıp yere çalan.
Kayadan, taştan bir dil,
bana yaşamadığım çağları anlatan.
Dallarla, dalgalarla söyleşiyorum o dilde,
yaşam resmime çerçeve yapıyorum,
kırıp parmaklıkları, atlıyorum o dilde kendi derinliğime;
kendim için, kendi adıma işliyorum bu suçu,
başkaları için, başkaları adına bir suç olsun diye.
Bir dil düşlüyorum, gerçekliğin öteki yüzü,
unutmadan gereksiz bir tek sözcüğün
kulesini yıkmaya yettiğini.