SEKİZ VAGON – Nevruz Uğur

FacebookTwitter

 

1.
zorunlu geldik
uzak değildik içindeydik
fakat geldik
kavuşmak bu
avucunda yaşlandığımız büyük el

sayısız durakların birinde
söylüyoruz bu sözü: geldik
sessizlikte mi gürültüde mi bilmiyoruz
bir yere geldiğimizi biliyoruz

2.
gün ışığı yoktu ki gitsinler
birbirimizi karşılıyoruz akşamla
ay kar bekliyormuş aynı vakitlerde
sadece doruklar üşüyormuş
iniyormuş şehirlerin sofrasına
eski şarapların tadıyla feodal
zamana savrulan alev parçacıkları kalbinin
göklere kadar büyüyormuş

3.

düş ülke buluyormuş kar sesli uzak
ben’i bilen bileyen yalnızlıklar
öyle yalnızlıklar ki
istediğimizde gelebilen

sarı çöl gecelerinin sesinden
soğuk ormanların sesinden
savaştan sonra yıkıntıların sesinden
terk edilmiş evlerin açık kalan penceresinden
batmış gemilerin güvertesinden
yer altının gürlemesinden
cehennemlerin inlemesinden

4.
bütün gün dolaştım
dükkanlardan vitrinlerden çok çalışanlara baktım
az kalsın “gülümseyin” diye yalvaracaktım

5.
karanlık kuruyor birazdan ayaz gelir
o kara kedi gelir yarı gecede ağlamaya
tanrım hayvanları yaratıp sokaklara saldın
bana mı bıraktın merhameti yardımı
hani sen her yerde vardın
miyaaav… miyayaw
neredesin yaw

6.
elimizden tutan gölgelerle yürüdük
ışığın belleğinde kaldı sönen anılar
kim çağırıyordu bizi bu güne
adını yarın koyduğumuz düne
sıçrarken ateşi çalanların kanı
kim yaşıyordu bizimle bizden önce

7.
gecenin akışında konuşan suskunluk
büyük yorgunluğunu emzirir çalışan hayatın
uyutmak zordur korkuyu
içine (u)mut denen iksir düşmüşse
pencere önlerinde yıldızlarla sabaha geçer işleyiş
vagonlar akar gider

FacebookTwitter
FacebookTwitter